turistlere nasıl davranmalıyız
Turistlere Nasil Davranmaliyiz
Ülkemize gelen turisti ne kadar iyi bir otelde konaklatırsak konaklatalım, ne kadar üst düzey hizmet verirsek verelim, o turistin sokaklarımızda yaşayacağı en küçük bir olumsuzluk tüm tatilini etkileyerek ülkemizden olumsuz izlenimlerle ayrılmasına neden olabiliyor.
Türkiye, yepyeni turistik tesisleri ve yüksek hizmet kalitesiyle turizmde dünyada söz sahibi ülkeler arasında yer alıyor. Doğal güzellikleri, pırıl pırıl plajları ve zengin tarih ve kültür mirası ile ülkemiz, eşi bulunmaz bir tatil cenneti. Özellikle geleneksel yapımıza bağlı olarak ön plana çıkan misafirperverliğimiz turizmde bizim en önemli kozumuz. Ancak zaman zaman bu avantajımız dezavantaja dönüşebiliyor.
Turizm, acenteciden otelciye, rehberden esnafa, sokaktaki satıcıdan taksiciye, garsonlardan müze görevlilerine kadar hizmetler zincirinin oluşturduğu büyük bir sektör. Bu hizmetler zincirinde yapılan yanlışlar, en küçük halkada bile olsa tüm zinciri etkileyebiliyor.
Ülkemize gelen turisti ne kadar iyi bir otelde konaklatırsak konaklatalım, ne kadar üst düzey hizmet verirsek verelim, o turistin sokaklarımızda yaşayacağı en küçük bir olumsuzluk tüm tatilini etkileyerek ülkemizden olumsuz izlenimlerle ayrılmasına neden olabiliyor. Tıpkı, bu hafta başında tüm ulusal gazetelere yansıyan 'taksici' haberinde olduğu gibi. İstanbul'da tatil yapıp ülkesine döndükten sonra izlenimini İngiliz The Times gazetesinde dile getiren köşe yazarı Preston, "Bir daha asla Türkiye'ye gitmeyeceğim." diyor. Bunu söylemesinin nedeni de kentte tur yaptığı sırada taksicilerle yaşadığı olumsuz deneyimler. The Times gazetesi yazarı Preston şöyle diyor; "İstanbul harika bir şehir ama İstanbul gezimiz ahlaksız taksi şoförleri tarafından yerle bir edildi."
Yurtdışında tatile çıkan turistler, gittikleri ülkelerde yerel halkı çok fazla tanıma şansı yakalayamıyor ne yazık ki. Örneğin, ülkemize gelen bir turistin havaalanına indiği andan itibaren tatili süresince tanıştığı yerel halk, başta onu karşılayan profesyonel turist rehberi olmak üzere, resepsiyon görevlileri, garsonlar ve taksicilerle sınırlı kalıyor. Bu kişilerin kendisine davranış biçimi, onlarla ettiği sohbetler Türkiye hakkındaki izlenimini önemli ölçüde etkiliyor. Yukarıda sözünü ettiğimiz İngiliz yazar örneğinde görüldüğü gibi turistlerin bir taksici ile yaşadığı olumsuz olaylar tüm ülkeye dair görüşlerini karalayabiliyor. İşte o zaman bizim o mükemmel 'Türk misafirperverliğimiz', lüks otellerimiz, o taksicinin gölgesinde kalabiliyor.
Yukarıdaki olumsuz örneğin yanında, yine bu hafta yaşanan ve bize umut veren başka bir taksi sürücüsü haberi daha var. Dalyan'da turisti rahatsız ettiği iddia edilen taksi sürücüsüne çalıştığı birlik tarafından 30 gün süreyle taksi kullanmama cezası verilmiş. Bu, bir daha bu tür suçlar işlenmemesi için caydırıcı olabilecek bir ceza. Görüldüğü gibi, zaten var olan yasal düzenlemeler uygulanarak bazı suçların önüne geçmek mümkün aslında. Bu nedenle turizm icra ederken sektörün tüm halkalarının sağlam olması için hem ulusal hem de yerel yöneticilere çok önemli görevler düşüyor. Halkımızda turizm bilincinin yükseltilmesi için yapılan olumlu çalışmaların hayata yansımasını iyi izlemek, caydırıcı önlemleri almak gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder